20 Şubat 2013 Çarşamba

Hitman Absolution


En Cool Suikast Teknikleri Rehberi


Third person Shhoter oyunlarda her yerden mermiler yağar, sürekli ateş edersiniz, şarjorler değişir, Hitman Absolution böyle değil ama. Sessizlik en temel prensip. Yakalanmadıkça istediğiniz kadar gürültü yapabilirsiniz tabi. Bir de sessizlikten sıkılıp biraz daha fazla aksiyon görmek istediğinizde.

Öncelikle Hitman Absolution'de en önemli yardımcınız kılık değiştirmek. Takım elbisenizle her yere giremiyorsunuz. Yasaklanmış düşman bölgelerine girmek için içerideki insanlar gibi giyinmenizgerekiyor. Örneğin bir otelde birini öldürmeniz gerekiyor, otel görevlisi kılığında bu iş çok daha kolay. Tabi diğer görevliler sizi tanıyabiliyor ve bir yabancı olduğunuz görülünce alarmlar çalıyor. Kılık değiştirirken taklit de etmeniz gerekiyor bu yüzden. Bir şeyi tamir edermiş gibi yapıyorsunuz ya da yerleri silermiş gibi. Bunlardan daha çok "içgüdü" dediğimiz şeyi kullanarak da kılığına girdiğiniz insanların yanından sadece başınızı eğerek de geçebiliyorsunuz.

Hitman Absolution'da çok çeşitli silahlar olsa da işinize en çok yarayan silah kuşkusuz boğma teliniz. Kansız ve gürltüsüz istediğiniz hedefi öldürebiliyorsunuz. Oyun boyunca e çok kullanacağınız taktik önce boğazla, sonra adamın üstündekileri çıkartıp kılık değiştir ve sonra cesedi sakla. Silahla adamı öldürürseniz daha sonra başkaları kan izlerini görüp diğerlerini alarma geçirebiliyor. Aynı şekilde söylememe gerek var mı bilmiyorum ama cesedi saklamazsanız yine düşmanlarınız cesedi bulup arkadaşlarına haber verebiliyor.



İşin en eğlenceli kısmı ise her zaman silahınızı doğrultup hedefinizi öldürmeniz gerekmiyor. Daima alternatif bir öldürme şekli karşınıza çıkıyor. Zehirleme, üstüne yük düşürme, bir yerlerden aşağı atma... yeter ki oyundan kopmayın ve dikkatle hedeflerinizi takip edin. Sırf hedefimi öldürme yolumu beğenmediğim için pek çok kez bölümleri tekrar oynadım bu kadarını söyleyebilirim.





Hitman Absolution oynadığım en iyi oyunlardan birisi. Kesinlike sıkılmadım ya bunaltıcı saçmalıklarla uğraşmadım. Çok keyifliydi. En çk keyif aldığım an ise oyunun sonunda credits'in en üstünde bir Türk'ün ismiyle karşılaşmak oldu: Hakan Abrak. Öyle milliyetçi bir adam da değilim ama insanın hoşuna gidiyor tabi.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder