14 Nisan 2013 Pazar

KORRA 


Yeni Avatar Korra


Legend of Korra izlediğim en ilgi çekici animasyonlardan birisi oldu. Genelde anime seyrediyorum ve Korra bir anime değil. Anime özelliklerinin hiç birini taşımıyor. Japon yapımı değil, koca gözlü kızlar yok, aşırı tepkiler falan yok. Hatta ufak çapta bir araştırma yaptım kullanılan harfler çince, dövüş hareketleri de kung-fu. Yine de bir animeseverin beğeneceği türden bir animasyon.

Yeni Kahramanlarımız

 
Korra, Last Airbender serisinden sonrasını anlatıyor. Aang artık ölmüştür yeni avatarımız ergenlik çağlarının sonlarında güzel bir genç kız olan Korra'dır. Evet Korra gerçekten güzel. Bence Korra her erkeğin aklındaki ideal kadın. Sanırsam böyle bir karakter yaratarak, Last Airbender'dan miras kalan pazarı çocuklardan gençlere doğru genişletmek istiyorlar.

Korra'nın en güzel tarafı Steampunk akımından etkilenmesi. Şu sıralar epey revaçta bu akım zaten. Geleneksel çizgilerde otomobiller, zeplinler, silahlar. Ayrıca ağzımıza burnumuza giren dumanlar yok, temiz bir gökyüzü, masmavi deniz, gökdelenler...

hoş...
Ortamı böyle olan Legend of Korra'nın hikayesi daha çok politika üzerine kurulmuş. Amon denen bir adam bükücülüğe ve bükücülere karşı yeraltında bir savaş açmıştır. Amon ve destekçilerinin amacı eşit bir ortam yaratmaktır. Öte yandan Korra bükücülükle ilgili bir spora başlamıştır. Katıldığı maçlar da bazı bölümlerin konusu olmuştur. Tabi ayrıntılı anlatıp işin içine etmeyeceğim.
Bu resim Korra'nın dünyasını çok güzel işlemiş

Kısacası Korra herkese hitap eden güzel bir animasyon olmuş: içinde güzel bir kız, politika, spor, intikam, entrika ve aşk da var üstelik steampunk. İlk sezon 12 bölüm sürdü ve şu sıralar CNBC-E'de çıkıyor.


13 Nisan 2013 Cumartesi

HANNIBAL


-bu ismi duymadıysanız sakın okumayın derim-

Hannibal Lecter adı sizde nasıl bir çağrışım yaratıyor bilmem ama bende saygı, korku, entelektüelllik ve gurmelik gibi değişik değişik şeyler çağrıştırıyor. Hannibal bir Dexter Morgan değil öncelikle. Dexter'ı seversiniz onun tarafını tutarsınız zira Dexter iyi bir seri kaatildir. Hannibal değildir. Dexter'ın "code"u var, Hannibal'ınn felsefesi var. Her ikisinin de kitabı vardır tabi. Dexter'ın dizisi var ve nihayet Hannibal'ın filmi vardı şimdi dizisi de var.

Yeni Doktor



Anthony Hopkins'in Kuzuların Sessizliği ile tanıttığı bu katil şimdi de dizi olarak karşımızda. İlk iki bölümünü seyrettim ve izlediğim şey beni gayet tatmin etti. Akıl oyunları hala sürüyor. Maniplasyon yine en yüksek dozunda. Lakin bu ilk iki bölümde Hannibal'ın gerçek karakteri ile daha karşılaşmadık. Bu yediği şey nedir neden böyle garip bir tavrı var diye izleyenler muhtemelen farklı bir tat alıyorlardır. Kitaplarını okumuş ve filmlerini seyretmiş insanlar ise huşu ile diziyi seyrediyorlardır.
Eski Doktor


Muhtemelen daha derin bir karakter tahlili olacaktır ilerleyen bölümlerde en azından benim umudum bu yönde. Efsane katilin ruhundaki bütün patikaları görmek istiyorum (ha aynı odada bulunmak bile istemem  ayrı zira benim tadımdan yenmez). İlk bölümde psikolojik sorunları olan ve FBI akademisinde ders veren Will Graham kanlı bir seri katil konusunda yardım etmek üzere sahaya çağrılır. Böyle bir adamın pek sahada yeri yoktur ama Graham acaip empati yeteneği ile olayları kendi yapmış gibi çözebilmektedir. Sonuçta bir şekilde Hannibal ile yolları kesişir. Çok ilginç yerlere gidecek bir dostluk kuruluyor sanırım aralarında, belki de kurulmuyordur.

Afiyet olsun!

Kadrosunda Laurence Fishburne, Mads Mikkelsen (ki doktoru canlandırıyor) gibi oyuncuları da barındıran Hannibal efsanesine yaraşır bir dizi olmuş Hannibal. Seyretmeye takip etmeye değen bir yapım. Şahsen bir onraki bölümü heyeycanla beklyiroum.